ÖZGEÇMİŞ

Emir Gamsız eski bir sporcu, 20 yaşına kadar basketbolcuymuş, sakatlanınca piyanoya başlamış, 20 yaşından sonra New York Lincoln Centerʼda konser serisi yapacak düzeyde bir virtüöz olmuş. Yani basketbolcu, piyanist, besteci, yazar, filmci ve transformism (dönüşümcülük) felsefesini yaratmış bir düşünür. Anadoluʼnun dört bir tarafını gezip çocuklarla ve yetişkinlerle müzik muhabbetleri yapmış. Radyo programı hazırlayıp sunmuş birkaç yıl boyunca, gazete yazıları yazmış, Türkiyeʼnin ilk klasik müzik dergisinin kurucularından, halen Milliyet gazetesiʼnde yazıyor. Klasik müzik dünyasının çeşitli ülkelerden büyük yıldızlarıyla konserler vermiş. New York Freud Society’nin sunduğu bir konferans-konserde sinirbilimcilerle sahneyi paylaşmış. Disiplinlerarası eserler üretmiş tiyatro sanatçısı eşi Ege Maltepeʼyle ve sinema filmlerinin ortak yönetmenliğini yapmış. Türk şairlerin şiirleri üzerine şarkıları var, tabii piyano eserleri de.

Annesinin bale okulunda ve babasının yarış arabasında büyümüş; klasik müzik hakkında muhabbet ederken trigger kayışından da bahsedebilir her an, Degasʼnın balerin tablolarından da. Geveze Piyanist konser-muhabbetini onbir yıl yaşadığı New Yorkʼta başlatmış. Şimdi Geveze Piyanistʼin çizgi filmini yapıyor. Çocukluktaki matematiğe ilgisi Bachʼın eserlerini incelerken hâlâ işine yarıyor.

Parisʼte öğrencisi olduğu yıllarda devlet sanatçısı piyanist-besteci Hüseyin Sermetʼin büyük desteğini gördüğünü söylüyor. New York’ta da Pulitzer ödüllü besteci David Del Tredici’nin desteğiyle besteciliğini geliştirme fırsatı bulmuş. Diploması olmasına rağmen konservatuvarları zararlı buluyor. Müziğin hayatın içerisinde olması, artık müzik yarışmalarının yapılmaması ve sanatta endüstrileşmenin sona ermesi gerektiğini düşünüyor. Konser veriyor, kayıtlar yapıyor, çocuklara müzik programları yapıyor, yazılar yazıyor, filmler çekiyor, Ege Maltepe ile Bach Cafe adındaki mekanını ve internet dükkanı bachcafe.comʼu idare ediyor.